22 Nisan 2017

Kitap Tavsiyesi

DERİNLERE İNDİKÇE GERÇEKLERE YAKLAŞIRSIN

Sarah Kent, küçük bir kasabada sakin bir yaşam süren başarılı bir üniversite öğrencisidir. Fakat bir bahar sabahı her şey değişir; bir gölün dibinde Sarah'nın çocukluk arkadaşları Amy Paich ve Lucy Barton'ın cesetleri bulunur. Aslında uzun süredir onlarla iletişimi kopmuş olmasına rağmen korkunç olaydan iki gün önce Sarah kızlardan tuhaf bir mektup almıştır. Bunun üzerine bir de katilin bir sonraki kurbanının kendisi olduğu fikrine kapılınca Sarah'nın hayatı kâbusa döner. Üstelik kendisi de korkunç bir sır saklıyordur.

Olaylar daha fazla sarpa sarmadan Şerif Mike Logan, FBI profil uzmanı olan eski sevgilisi Jessica Hurley'den de yardım alarak bu vakayı çözmeye çalışacaktır. Doğru yolda olduklarını düşünüyor olsalar da karşılarında onları kolaylıkla oyuna getirecek belalı birileri vardır.

Merak uyandıran ve heyecanı yüksek bir roman!
Read More




Kitap Tavsiyesi


Nereden çıktın yine karşıma?

Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olamamıştın, şimdi geleceğimde olmak için mi geldin? Artık benim için sen bir “fark etmez”sin. Fırtınada kaybolmuş bir yelkenli için rüzgârın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler… Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olman gerçeğini değiştirmiyor.

Sessiz çığlıkları vardır kırılan kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiçbir zaman duyamayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin cezasını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünmemek kalbi yorar.

Şu hayatın bize en büyük darbesi beklediklerimizin hiçbir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hak etmemesidir. Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar… Neyi biriktirebilmişler ki kaybetsinler? Sen de onlardansın bana göre. Elinde avucunda hiçbir şey kalmamış ama hâlâ yitirmekten korkuyorsun. Kolların boşluğa alışmış ama benimle doldurmaya çalışıyorsun. Bitmişsin ama hiç başlamamış olduğunu anlayamamışsın. Söylenmiş sözleri duymamışsın, şimdi söylenmemişleri dinliyorsun. Göremediğin şey şuydu: Ben sana hayatımı verdim, sen onu başkasının çöpüne attın.

Bana gelince… İyiyim ben. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını ve aynı zamanda da hayatta aşktan daha önemli şeyler olduğunu öğrendim. Mesela insan olmak…
Read More




17 Nisan 2017

Kitap Tavsiyesi


Bu yazı, hayırlı deminde sana ulaşmış ise lütfen başını kaldır ve göğe bak. Senin için hayırla bezenmiş bu gök sana tek bir şey fısıldayacak:
Hayır var ise içinde, olan da vardır bir gök diliminde,
Hayır var ise zihninde, olan olmuştur bir kavruk yaz mevsiminde,
Ve sen talip olduysan bir hayır kervanına, o kervanın başı sana aş da olur, dağ da olur, eş de olur,
Niyet ettiğin hayır ise, Rabbindir o yolları sana yoldaş eyleyen de,
Tevekkül edip beklediğinse eğer, dere tepe aşıp gelen de olur,
Olmuştur her olacak olan ve olacaktır kaderine yazılan…
Durmadan koşan mızrak sen ol, çatlayan kısraklardır utanacak olan,
Sen su ol çaya renk veren, sen sus ol hayırlısı vakitlerinde konuşan…

Hayır ile demlene demlene yürüdüğün bu han yolculuğunda hayrolman dileğiyle...
Read More




15 Nisan 2017

Kitap Satın Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Kitap okumak benim hayatımın bir parçasıdır. İş yerimde öğle tatilimin yarım saatini kitap okumaya ayırırım. Evimde de boş vakitlerimde (ev işlerinden fırsat bulduğumda) kitap okurum. Eminim bu satırları okuyanların çoğu benimle aynı düşünceye sahipler. Kitap okumak kadar kitap seçmek de zevkle yaptığım bir hobi gibidir benim için. Peki, kitap seçerken nelere dikkat edersiniz hiç düşündünüz mü? Birçok seçenek vardır bu konuda. Bu makalemde bu seçeneklerden birkaçını sizinle paylaşmak istedim.

1-) Yazarına Göre:
Biz kitap kurtlarının beğendiği en az bir yazar vardır. Beğendiğiniz yazarın kitabı çıkar çıkmaz satın alır ve okumaya başlarsınız. O’nun yazdığı kitaplar özeldir sizin için. Yazdığı konular, konuyu anlatım şekli sizi etkileyen başlıca sebeplerdendir. Kitapları kütüphanenizin en güzel köşesinde durur ve en az bir tanesi yazar tarafından imzalıdır.

2-) Yayın Evine Göre:
Her yayın evinin ağırlık olarak yayınladığı bir konu vardır. Örneğin; bazı yayın evleri sadece macera romanlarını, bazıları aşk ve duygusallık içeren romanları, bazıları da kişisel gelişim ile ilgili kitapları yayınlar. Siz hangi tür kitapları tercih ederseniz, o yayın evinin kitaplarını daha çok tercih edersiniz.

3-) Arka Kapak Yazısına Göre:
Bazı kitaplar vardır ki ne o yazarın kitabını daha önce okumuşunuzdur, ne de o yayın evinin kitabını tercih etmişsinizdir. Kitabın arka kapağındaki kısa anlatım sizi etkiler ve kitabı satın alırsınız. Bu anlatım ya kitabın konusudur, ya da okuyucuyu etkileyen birkaç cümledir.

4-) Yorumlara Göre:
Gerek kitap satış sitelerindeki okuyucu yorumlarına göre, gerekse arka kapakta geçen profesyonel yorumlar sizi etkileyebilir. Etkili yazılmış bir cümle ya da övgülerle süslenmiş bir paragraf bu kitabı almanızda büyük rol oynar.

5-) Çok Satanlar Listesine Göre:
Hepimiz çok satanlar listesini her zaman takip ederiz. Bu listedeki en çok satan kitap ilgimizi çeker. Tabi ki konusuna ve yorumlara bakarak tercihlerimizin içine alırız. En çok satan kitabı tercih etmediğimiz zaman da mutlaka olur. Bu konuda madde 3 ve 4 de bahsettiğim konular etkili olabilir.

6-) Kitabın Kapağına Göre:
Bazı zamanlar kitapevine gittiğinizde bir kitap size göz kırpar. Kitabın kapağını çok beğenirsiniz. O kitabın elektriği sizi etkiler. Elinize alır, sadece arka kapak yazısını okur ve kitabı satın alırsınız. Eminim böyle yapan birçok kitap kurdu vardır.

7-) Seri Olarak Çıkan Kitaplara Göre:
Bazı kitaplar seri olarak okuyucuya sunulur. Kitabın kapağında da serinin birinci kitabı veya ikinci kitabı diye yazar. Bu tip kitaplarda eğer serinin birinci kitabını okur ve beğenirseniz, diğer kitapları da mutlaka satın almak için piyasaya çıkmasını beklersiniz.
Read More




Neden Kitap Okumuyoruz?


Acı bir grafik öyle değil mi? Türk halkı olarak televizyon seyretmeyi kitap okumaya tercih ediyor olması.

Bu tablonun oluşturulması için ankete katılan herkes kendince haklıdır herhalde.

Sadece üzüldüğüm bir tek nokta var. O da okuma alışkanlığı olmadığından cevabının bu kadar yüksek olması ve % olarak ikinci sırada olması. Okuma alışkanlığının küçük yaşlarda başladığını hepimiz biliyoruz. Okuma alışkanlığı almayan bir anne ve baba zaten çocuğuna örnek olamaz. Dolayısıyla biz ailelere bu konuda çok yük düşüyor.

Biliyorsunuz ki çocuklar söyleneni değil de gösterileni yapar. Çocuğunuzun yanında ne kadar çok kitap okuyup, ona da hikaye kitapları alırsanız o da sizinle birlikte kitap okuyacaktır.

Umarım ileriki yıllarda böyle tablolarla karşılaşmamak dileğiyle…

Read More




Kitap Tavsiyesi

“Kendi vatanında bile yabancıdır kanadı kırık kuşlar”

1930’ların Almanyası... Nazilerin baskısından bunalan Yahudi asıllı tıp doktoru Gerhard Schlimann, çemberin yeterince daraldığını, kendisi ve ailesi için tek çarenin kaldığını hisseder: Kaçmak...

Ancak işsizliğin, savaşın habercisi toplumsal karmaşaların ve her yere yayılan ayrımcılığın cenderesindeki bir dünyada insanca yaşanacak bir yer bulmak hiç de kolay değildir.
Zira Gerhard Schlimann ve diğer Yahudilere sözümona gelişmiş ülkeler bir bir sırt çevirirken, bir tek Avrupa’nın kıyısındaki genç bir Müslüman ülke kucak açar: Türkiye Cumhuriyeti...

Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar’da 1930’ların Almanya’sından 2000’lerin Türkiye’sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor bizlere. Sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikâyesi bu aynı zamanda. Elsa, Suzan, Sude ve Esra kendi sancıları ve değişimlerini vatanlarının çalkantıları ile iç içe yaşıyorlar. Kanadı Kırık Kuşlar, vatanı sevgi olan herkesin kalbine değecek...

Read More




12 Nisan 2017

Kitap Tavsiyesi

Meryem: Van Gölü kıyısındaki bir kasabada, Allah'ın kendisini sevmesinden başka bir şey beklemeyen 17 yaşında bir kız.

Prof. Dr. İrfan Kurudal: İstanbullu tanınmış bir aydın. Hayattan hiçbir beklentisi kalmamış. Sahip olduğu her şeyi geride bırakarak, teknesiyle amaçsız bir Ege yolculuğuna çıkıyor.

Cemal: Gabar Dağları'nda PKK peşinde koşmuş bir komando. Askerliğini bitirip eve döndüğünde ömrünün en zor göreviyle karşı karşıya kalıyor: Ailenin yüzkarası amca kızını töre gereği öldürmesi gerekiyor.

Her biri mutluluğu arayan Meryem, İrfan ve Cemal, kendilerinin, birbirlerinin ve ülkenin ruhunun derinlerine doğru çalkantılı bir yolculuğa çıkıyorlar. Peki, onları neler bekliyor?
Read More




10 Nisan 2017

Kütüphane Dediğin...


Burası ne Amerika ne İsviçre!
Bu muhteşem tasarıma sahip kütüphane Karabük'te.

Kamil Güleç Kütüphanesi 3 Nisan Karabük’ün kuruluş kutlamaları çerçevesinde Üniversite kampüsünde düzenlenen törenle öğrencilerin hizmetine sunuldu.

"Bir okul için her şeyi yaptığınızı düşünebilirsiniz. Eğer okulunuzun kütüphanesi yoksa hiçbir şey yapmış sayılmazsınız."

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Sizce de muhteşem olmamış mı?
Read More




Kitap Tavsiyesi

Gözlerimi kapatıyorum şimdi. Dünyanın öteki ucunda seninle yan yana uyanacağım.

Avustralya, 1946. Yüzlerce genç kadın uzun bir yolculuğa çıkmak üzere. Onları İngiltere’de yepyeni bir hayat bekliyor. Nişanlılarına ya da kocalarına kavuşmayı iple çeken bu kadınların tek ortak noktaları, savaş zamanında kalplerini Avustralya’da konuşlanmış İngiliz askerlerine kaptırmış olmaları.


On altı yaşındaki çiçeği burnunda gelin Jean, mütevazı bir çiftçinin kıvrak zekâlı kızı Maggie, varlıklı ailesiyle gösteriş yapan Avice ve sessiz, melankolik hemşire Francis… Altı haftalık okyanus serüveninin, hayatlarını sonsuza dek değiştireceğinden ne bu dört kadının ne de gemideki diğer gelinlerin haberi var. Yine de hepsinin gözleri önünde bir gerçek duruyor: Bazen önemli olan varılacak nokta değil yolculuğun kendisidir…



“Bu kızlar bir harika… Sonunu deliler gibi merak edip uykusuz kalacaksınız!”

-Morgenpost-



“Tıpkı okyanusun dalgaları gibi bu roman da bitmeyen bir tutkuyla yükselip alçalıyor.”

-The Times-



“Enerjisiyle herkesi kendine çeken Üstümüzde Gökyüzü Altımızda Deniz herkese yazdan kalma bir gün yaşatıyor.”

-Mirror-
Read More




5 Nisan 2017

Kitap Tavsiyesi

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, daha önce farklı kitaplarından söz etmiş olduğum Stefan Zweig tarafından yazılmış bir kısa hikaye/roman -novella- kitabıdır. Bu tür fazla uzatılmayan ve yaklaşımlarıyla farklılaşan kitaplar fazlasıyla hoşuma gitmektedir. Yazar Stefan Zweig olunca belki biraz daha olumlu yaklaştığımı söyleyebilirim ama bu kitap bir aşkı anlatma biçimi nedeniyle dahi okunmaya değer bir kitaptır.
Read More




4 Nisan 2017

Haftanın Kitapları

“Yanmış kibrit çöplerini âdeti olduğu gibi mumların altına koyup üzerlerine erimiş mum döktü. Sanki yanan kibrit çöpleri bizdik, mum dipleri de mezarımız... Kibrit çöpü mezarlığı, bizim gibi kırık ve kaybedenler için ne güzel bir benzetmeydi... Yana yana yaşa, yanarak öl ve öldükten sonra da yanmaya devam et. Yanmak tüm varoluşunu tanımlıyormuş gibi...”

Geçmişindeki acıların küllerinden doğmuş, zeki bir dolandırıcı...
Arı kovanına giren kelebek.
Yaşamadığı için ölmeyi bile beceremeyen, hayata küskün bir kız...
Sudan korkan balık.
Tanrı’nın birbirlerinde çare bulmaları için bir araya getirdiği iki kişi.
Peki ya, bir gün ömrü olan bir kelebek yarına aşık olursa ne olacak?
Read More




Kitap Tavsiyesi

Seni ''canımın içi'' diye sevecek birini kaybettin.Şimdi hiçbir can nefes olmayacak sana.
Daha çok sevileceğini umarak gittiğin yerde sıkışırsa kalbin, elini kalbine koy. Çünkü o acı benim.
O sıkışmayla sana, bizi bitirme çabalarını ve
hiçe sayışlarını hatırlatmaya geleceğim.
Biliyor musun sevgilim? Seni sevdim.
Bir insan hayatında ne kadar çok ve ne kadar güzel sevebilirse, o kadar sevdim.
Bu da benim yenik zaferim…

Sen benim ilk çaresizliğim,
sen benim ilk yenilgimsin.
Read More




2 Nisan 2017

Nasıl daha fazla kitap okuyabilirim?


1. En basit kural

Günde 1 sayfa, yılda 1 kitap ediyor.
Çok basit, ama çok etkili ve çok doğru bir kural bu. Ülkemize de uygun, zira TÜİK verilerine göre her gün kitap okumaya ayırdığımız süre ortalama 1 dakikaymış! Neyse, memleket insanını kötülemeyi kendini üstün gören entellere bırakacağım. Ben “Nasıl daha fazla kitap okurum?” sorusunun cevabını vereyim.
Bir kitap ortalama 300-350 sayfa arasında. En azından benim okuduklarım öyle. 100 sayfalık kitap da okuyorum, 500 sayfalık da okuyorum, 900 sayfalık da okuyorum. Ortalaması 350’ye yakın.
350’ye yakın olan bir şey daha var: 1 yıldaki gün sayısı. Bu durumda çocukça bir hesap yaparak, günde 1 sayfa kitap okuyarak yılda 1 kitabı bitirebileceğimizi söyleyebilir miyiz? Elbette.
Tabii, 1 sayfa kimseyi doyurmaz. Kitap okumayı sevmeyen birisi bile, başladığı kitabın 1 sayfasını okuyup bırakmaz, oturur hiç değilse 5-10 sayfa okur. Bu da yılda 5-10 kitap eder, her gün okumak kaydıyla. (Hadi her gün demeyelim, 15 gün “yıllık izin” verelim. 365 eksi 15 eşittir 350.)
Ben günde 50 sayfa civarı kitap okumaya vakit ayırabiliyorum. Zaman konusunda da, öyle uzun bir süre ayırmam gerekmiyor aslında. Buyrun ona da bakalım.

2. Kitap ne zaman okunur?

Bir sayfayı kaç dakikada okuyorsunuz? (Ben biraz yavaş okurum, bir sayfayı 1 buçuk ila 2 dakikada okurum. Kendimi kitaba iyice kaptırırsam dakikada 1 sayfa okuyabiliyorum tabii.) Her gün okuyacağınız sayfa sayısını, okuma hızınızla çarpın, günde ne kadar vakit ayırabileceğinizi bulun.
Peki, kitap nerelerde, hangi şartlarda okunabilir?
  • Ben kitaplarımı yolculuk yaparken (bana göre metro, size göre öğrenci/personel servisi, metrobüs, 500T otobüsü falan) okuyorum mesela.
  • Boş vaktimi değerlendirmek için kafeye gittiğim de oluyor, örneğin bugün gidip 70 sayfa civarı okuyuverdim, Türk kahvesi eşliğinde.
  • Yatmadan önce kitap okumak da dünyada her milletin alışkanlığı. Yalnız burada bir detay var: Roman, şiir vb. dışında kitap okumayın; kişisel gelişim veya siyaset gibi kitaplar okuduğunuzda uykunuz açılıyor, felsefe veya din kitapları okuduğunuzda da aniden uykunuz gelebiliyor! :)
  • Kimseye söylemeyin, çünkü çok ayıp, ama tuvalette de kitap okunabiliyor.
Elbette bunların dışında “kitap okumamanız gereken zamanlar listesi” yok. İstediğiniz an, istediğiniz yerde, istediğiniz şekilde kitabınızı okuyun kardeşim, kasmayın bu kadar. 2 dakika boşluk bulduğunuzda 1 sayfa kitap okunuyor diyorum.

3. O kadar kitaba nasıl para yetiştirilir?

Şimdi, yılda 50 kitap okumaya karar verirseniz ortalama 25 liradan 1250 lira harcamak gerektiğini düşünebilirsiniz. Yok öyle bir şey.
Birincisi, kitaba para vermeniz bile şart değil. Şehrinizdeki kütüphaneye uğrayın, aradığınız kitabı ödünç alın veya ödünç alacağınız kitaplar arayın. Kütüphane candır.
İkincisi, kitap alacaksanız illa deli gibi para dökmek zorunda değilsiniz. Kitap satan internet sitelerinde neredeyse yılın her günü minimum %25 indirim oluyor. Kitabevlerini gezmek gibi olmuyor ama ben de bu durumu şöyle aşıyorum: Kitabevlerinde geziyorum, beğendiğim kitapları not alıp eve dönünce internetten sipariş ediyorum.
Üçüncüsü, e-kitap okuyucu diye bir şey çıktı. Tabii bizim dangalak yayıncılarımız yüzünden e-kitaplar normal kitaplarla neredeyse aynı fiyata satılıyor (Depolama masrafınız mı var, kargo masrafınız mı var, bakım masrafınız, yangın sigortanız mı var !) ve dolayısıyla kendi elleriyle bizi korsana yönlendiriyorlar (Oh olsun!) ama e-kitap okuyucusu her ihtimalde geleceğin kitap okuma aracı olacak, orası kesin. (“Kitap kokusu olmadan olmaz, e-kitap okuyucular yaygınlaşamaz” diyen romantik arkadaşları, analog fotoğraf makinelerinin hiçbir zaman eskimeyeceğini iddia eden amca ve teyzelerin yanına alalım..:)
Read More




Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML